Yeni Volkswagen Tiguan’ı kullanan ünlü oyuncu Buket Dereoğlu ile yaşamı ve oyunculuk kariyerine dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Buket Hanım sizi yıllardır TV’de izliyoruz. Bu oyunculuk serüveni nasıl başladı. Biraz anlatabilir misiniz?
Tiyatro oyuncusu bir anne ve babanın çocuğuyum. İlk olarak 10 yaşında annemin 1983 yılında kurduğu İdil Abla Çocuk Tiyatrosu’nda sahneye çıkmaya başladım. Tabii ki çok anlamlandıramadığım bir dönemdi. Ama her oyunda oynamak isterdim. Ortaokul biterken Bizimkiler Dizisi başladı. Hem okul hem hafta sonları çekim, bu yorucu süreç liseyi bitirene kadar sürdü. Sonra ailem bu işi yapacaksam akademik bir kariyer yapmamı şart koştu ve konservatuvar sınavlarına beni hazırladı. MSÜ Devlet Konservatuvarı’nı kazandım. Aynı yıllarda Türker İnanoğlu’nun kurduğu Erler Film’le sözleşme imzaladım. 14 yıl bütün projelerde yer alarak okulu bitirmeye çalı-şıp, tiyatro da oynayıp hem de Bizimkiler dizisinde yer alarak bu süreyi böyle geçir-dim. Sonuç: Çekimlerim ve turnelerim yüzünden bir yıl kalıp okulu beş yılda bitirdim. Oyunculuk hayatım aynı tempoda devam ediyor. Değişen pek bir şey yok.

Uzun bir süre Türk televizyonlarının en önemli projelerinden olan Bizimkiler dizisinde rol aldınız. O zamanlarla şimdiki dizileri kıyaslarsak, neler söyleyebilirsiniz?

O zaman ve şimdi arasında en önemli fark, dizilerin asla akılda kalamayacak kadar sığ hikayelerden oluşuyor olması. Üzgünüm ama bütün hikayeler birbirinin kopyası ya da orijinal film veya dizilerden alıntı. Süreleri insanı delirtecek kadar uzun ve sürekli reklam ve fragmanla kesilen bir buçuk sinema filmi zamanına eş değer… Oyunculuklara bakarsak, elbette ki çok kaliteli profesyonel olanlar var, ama bir o kadar da “bu nasıl oyunculuk?” dedirtecek kadar yanlış, kötü ve başarısız..

Oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz? Farklı bir sektörle uğraşıyor musunuz?

Hayır şuan uğraşmıyorum. Bir süre kitapevim, tuhafiyem ve üç yıl süren bir restoran serüvenim oldu. Fakat bu dönemde de oyunculuğa devam ettim. Hiç bırakmadım.

TV ya da sinemada yeni projeler var mı? Yakında sizi nerelerde göreceğiz?
Şu sıralar sezonun ortası, yeni bir dizi projesi yok ama TV programı için görüşüyoruz. Bunun dışında seslendirme, tiyatro ve turneler zaten yaza kadar devam edecek.

Biraz da sizin sektörün dışına çıkalım ve otomobilden bahsedelim… Günlük hayatta otomobil kullanıyor musunuz? Bir otomobil sizin için ne ifade ediyor? Başka bir deyişle bir otomobilden neler beklersiniz?     Evet kullanıyorum. Kullanmayı da seviyorum. Önceleri SUV, dükkanım varken hafif Ticari Araçlar ve mal taşımak için kullandığımız kabinli araçlardan tutun da elemanlarımızı evlerine bıraktığımız küçük servis aracına kadar birçok otomobil kullandım. Ben bu noktada biraz, ayağımı yerden kessin kafasındayım. Ama rahatlık elbette ki çok önemli.

Otomobilin ayağımı yerden kesmesi yeterli
Volkswagen’in SUV’u Yeni Tiguan’la bir hafta sonu geçirdiniz… Otomobil sizce nasıldı? En çok hangi özelliklerini beğendiniz?
Evet keyifli bir hafta sonuydu. Yeni Volkswagen Tiguan’ı ilk kez kullandım. İlk bindiğimde dijital göstergeler ,büyük multimedya ekranı ve şık iç tasarım ışıklarıyla birlikte dikkatimi çekti. Kabini çok geniş, görüş alanı rahat, kullanımı çok kolay ve pratik. Manevra kabiliyeti yüksek, ve son derece atak bir otomobil. Açıkçası atak olması araçları geçerken, yüksek olması da trafikte güvende hissettiriyor. Geniş bir araç olmasına rağmen çok kolay park edebildim… Kısacası ayrılmak zor oldu.

Otomobilin ayağımı yerden kesmesi yeterli
Aktif olarak İstanbul’da otomobil kullanıyorsunuz. Trafik ise her saat insanı çileden çıkaracak kadar etkili… Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
Trafikten kaçmak İstanbul için artık pek mümkün değil. Bazı kullanıcılar trafiğe girmemek için dolaşıp duruyor. Başka yollar bulmak sadece benzini daha çok harcamanıza sebep oluyor. Bence gidilecek yer Moda’dan Zekeriyaköy ise, bana söyler misiniz nerden kaçabilirsiniz ki? Zaten üç köprü var illa ki birinden geçeceksiniz. En kısası Boğaz Köprüsü yada arabalı vapur. Orada da kuyruk felaket! Yani İstanbul’da trafikten kaçmak için araba kullanmamanız gerek. Vapur, deniz otobüsü metro, Metrobüs yolculuğu her zaman en kolayı. Ya da trafiğin yoğun olmadığı saatlerde çıkmak, bu stresi belki biraz olsun hafifletebilir. Ayrıca işim gereği her sabah yoğun saatlerde trafiğe girmek zorunlulu-ğum yok. Mecbur olduğum zaman da deniz yolunu tercih ediyorum, çay ve simit eşliğinde…