Suyun altında kendi nefesiyle en uzun süre kalabilen rekortmen milli sporcumuz Birgül Erken ile başarılarla dolu hayatı üzerine konuştuk.

Birgül Hanım kendinizden ve bu serüvenin nasıl başladığından biraz bahseder misiniz? Çanakkale’de doğup büyüdüm. Denize aşina çocuklardık. Oyunlarımız hep denizle iç içeydi. Sualtı sporlarına aletli dalış ve suyun altında fotoğrafçılığı ile başladım. Çanakkale Sualtı sporlarının lisanslı sporcusuydum. 2004 yılında hocamız «Serbest Dalış» diye yeni bir branştan bahsetti ve beni takıma aldığını söyleyip cesaret verdi. Takımı tamamlamak için ve hocamıza destek olmak için hiç bilmediğim bir işe kalkıştım. O zamana kadar hiç dalmadığım derinliğe, 15 m’ye antrenmansız bir dalış gerçekleştirdim. Ayağıma taktığım uzun paletle nasıl bir teknikle gideceğimi bilmezken sadece yarışmayı gözlemleyebildiğim ölçüde öğrenip, 66 m mesafe kat ettim. Bu o tarihte hiç antrenmansız olağanüstü bir başarı demekti.  2010 yılında Çanakkale de Serbest Dalış Türkiye Şampiyonası yapılacaktı. Hocam yarışmalara beni yine davet etti. Tecrübesizliğime rağmen, yılların sporcularını geride bırakıp 140 m mesafe kat ederek Türkiye 2. si oldum.

Suyun altındaki dünyaDalış konusunda birçok rekora sahipsiniz. Milli sporcu olduğunuzu da biliyoruz. Yurtiçi ve yurtdışında ne gibi başarılar elde ettiniz?

Kısaca en önemlilerden bahsetmek gerekirse, 8 yıldır millî forma giyiyorum. Kazandığım başarılar şöyle; Dünya Şampiyonalarında 2013 yılı Havuzda/ Hız Apnea branşı (Kazan/ Rusya) – Bronz Madalya, 2015 yılı Denizde/ Küp Apnea Branşı (İscia/İtalya) – Bronz Madalya, 2017 Avrupa Şampiyonası (İtalya) Millî Takım barajını aşarak Avrupa Şampiyonasına katılabilen tek Türk Kadın Sporcu, 2017 yılı Bulgaristan’daki özel organizasyonda tek Türk sporcu olarak tüm yarışmaları kazandım. 23-24 Nisan 2016 tarihleri arasında Bayanlar Kupası Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Olimpik Yüzme Havuzu’nda düzenlenen Serbest Dalış Türkiye Şampiyonası’nda iki altın madalya ile Türkiye birinciliği elde ederek Türkiye Şampiyonu oldum. Havuz branşlarında üç kez şampiyon oldum ve ayrıca Küp Apnea branşında Türkiye rekoru kırdım. 2016 yılında Dinamik Apnea, Hız Apnea branşlarında Altın madalya; Paletsiz Apnea branşında gümüş madalya aldım. TSSF’nin planlı faaliyetleri arasında yapılan serbest branşlarında bir yıl içinde düzenlenen dalış yarışmalarında, tüm sporcular arasında bireysel olarak en çok madalyayı kazanan sporcu oldum. 20 Mart 2018’de Çanakkale Zaferinin 103. yılında Gineuses Dünya Rekoru kırarak sezona yeni başladım. Sualtında tek nefesle bisikletle en uzun mesafeyi katederek Dünya Rekorunu kırdım.

Dalış dışında ne gibi sosyal aktiveler içindesiniz? Aktif olarak görev yaptığınız bir kulüp ya da kuruluş var mı?

Önce nefes farkındalığı eğitimleri için projelerim var. Özellikle nefes konusunda eğitimler başta olmak üzere serbest dalış eğitimi ve sualtı fotoğrafçılığı eğitimleri veriyorum. Fotoğraf da iddalı olduğum bir branş ve bu konuda Türkiye’de ve dünyada bulunan az sayıdaki kadın sualtı fotoğrafçılarından biriyim. Akut Spor Kulübünün sporcusuyum. AKUT Spor Kulübü’ne desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. AKUT, sporcularını her an destekleyen ve onurlandıran bir kulüp. Başkanımız Nasuh Mahruki de keza öyle. Her ulusal ya da uluslararası başarıda en az bizler kadar sevinen bir ekibimiz, geri planda sıkı bir lojistik ve yönetim kadromuz var. Ben de AKUT ailesinin bir ferdi olmaktan son derece mutluyum.

Suyun altındaki dünyaBranşınız olan dalışla ilgili sahip olduğunuz “ilkler” nelerdir? Ülkemize getirdiğiniz başarıların ardından yurtdışının bizlere bakış açısı nasıl?

Bu branşta dünyanın en büyük tematik akvaryumu olan İstanbul Akvaryum’daki sualtı dansım bir ilkti. 19 Mayıs’ta gerçekleştirdiğimiz etkinlikte “Karanlıktan Aydınlığa” adlı sualtı dans kareografimde kullandığımız müzik de benim dansıma özel olarak Profesor Dr. Amin Bay Sapayev tarafından bestelenmişti. Şahsıma özel bestesi olan ilk serbest dalıcı olduğumu söyleyebilirim. Dolayısıyla bu benim yaptığım sporu tanıtmak adına İstanbul Akvaryum’un da desteği ile çok önemli bir ilk oldu. Bunun yanı sıra suyun altında profesyonel olarak nefesi ile fotoğraf çekebilen tek kadın sporcu oluşum da bir ilk ve tek olmayı sürdürüyor. Bu konuda mütevazi olmayacağım. Geçen yıl Çanakkale’de ilk kişisel sualtı sergimi açtım. Çok da ilgi gördü doğrusu. Sadece sporda ve sanatta tanınmışlık için Çanakkale’de olmak, taşrada olmak bir engel teşkil edebiliyor bazen. Ancak her şeye rağmen kadının gücüne inanır, mücadeleden hiç geri durmam. Sualtı fotoğraflarım Amsterdam’da şu anda bir galeride sergileniyor.

Suyun altındaki dünya

Son olarak önümüzdeki dönemlerdeki hedef lerinizi bizlere anlatır mısınız?

2018 yılı hedeflerim arasında 20 Mart 2018’de Guinness Dünya Rekorunu başarı ile tamamladık. Bu rekoruma olan ilgiden son derece memnunum. Ancak sadece rekor kırmak çok bir şey ifade etmiyor. Daha fazla anlam arıyor, daha çok insana ulaşmak istiyorum bu olumlu enerji tazeyken kitlelerle paylaşmak istiyorum hislerimi. Önce bu rekorun ateşini kitlelere dalga dalga yaymak adına, nefesle ilgili kurum içi eğitimlerle çalışanlara, çocuklara, kadınlara ulaşmak istiyorum. Yine umut veren motive eden, iyiliği yayan ve rol model olmak anlamında ışıklı bir yolu işaret eden bir konuşmalarımla kariyer günlerimiz ve sosyal sorumluluk projelerimiz olacak. Bütün bunların dışında özel olarak geliştirilen rekor bisikletimi açık arttırma ile satarak buradan elde edilen geliri bağışlayabileceğim bir sosyal sorumluluk projesi düşünüyorum. Bu projeyi Avek ile yapmayı çok isterim. Spora ve sanata verdiği destekler ve çok özel projeleri ile prestijli bir partnerim olması beni son derece mutlu eder. 2018’de bir rekor denemem daha olacak. Bu rekor için çok daha büyük çapta bir desteğe ihtiyacım olacak. Ana sponsorluk için görüşmelerim devam ediyor. Bu yıl içinde deniz branşlarında bir dünya rekoru daha planlıyorum. Nisan ayında havuz branşları Türkiye Şampiyonası’nda çalışmalarımın karşılığını alıp yeniden şampiyon olmayı ve Dünya Şampiyonaları’nda yarışmaya devam ederek ülkemi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmeyi istiyorum. Bu branşta dünyanın en iyilerinden biri olmanın ötesine “Dünyanın En İyisi” olmaya çalışıyorum.