Tarihin ilk dönemlerinden ülkemizin temellerinin atıldığı ilk yıllara birçok tarihi olaya ev sahipliği yapan Çanakkale; zengin bir kültürel mirasa sahip. Kültürel mirasın yanı sıra Çanakkale, birçok doğa güzelliğini de bünyesinde barındırıyor.

Tarihe Tanıklık Eden Şehir:ÇANAKKALE

Bir kent düşünelim, zengin gerçeklikler ve mitolojik hikayelerle bezenmiş, iki yakası durgun görünümlü coşkun sularla ayrılmış, ne badireler atlatmış da güzelliğini elden bırakmamış. Atı alan Troya’yı geçmiş mi geçememiş mi bilinmez ama Çanakkale o günden bugüne oldukça değişmiş, orası kesin.
Nereden başlayayım anlatmaya? Aklıma ilk Abide’si geliyor. Mutlaka gidin, görün, hissedin. Atalarınızın yattığı toprakları görün mesela, toprağa, taşlara kazılı isimlerde geçmişinizi bulun. Sonra da Gelibolu Yarımadası’nı üzerinize çöken o minnet, hayret ve hüzünle dolaşın. Demiş ya Necmettin Halil ONAN, “Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir…” diye, işte eğilin oracıkta toprağa, eşeleyin biraz parmaklarınızla, çene kemikleri, saç kökleri gelir hala parmak ucunuza, boğazınız düğümlenir tutamazsınız kendinizi.
Hep de hüzünlü değildir elbet Çanakkale. Mesela akşamüzeri güneşin batışına yakın, yarımada turunu bitirip merkeze geçmelisiniz. Vapurda da Çanakkale’nin rüzgarından korkup kapalı alanda oturayım demeyin sakın! Çünkü yeterince şanslıysanız güneş batarken, oradan oraya atlayan yunusları görebilirsiniz Dardanel Boğazı’nda. Eylül aslında mevsimidir, akşam güzel bir serinlik basar, üstünüze bir hırka almadan gezip dolaşamazsınız. Yine de gidip şehrin tam merkezinde, sahil şeridi üzerinde, meşhur “TROYA” filminden kalan tarihi Truva Atı’nı görmek için hırkalarınızı omzunuza atıp kordon boyunda bir yürüyün derim.   Bu arada Çanakkale denilince, Aynalı Çarşı’sına da bir göz atın, hatırı kalmasın çarşının. Hava kararmaya başlayınca sizi Çanakkale’nin cıvıl cıvıl mekanları karşılayacak, şöyle güzel de bir balık ziyafeti çekmeden yatağa girmeyin.
Sabah oldu mu benim aklıma ilk kahvaltı gelir, hem o güzelim Çanakkale domatesi başka nerede yenir? Kahvaltıyı denizdeki yelkenlilere bakarak yapmaktan bahsetmiyorum bile, Çanakkale zaten denizle hep bir iç içe. Deniz deyince tabi, Çanakkale merkezden de pek ala girersiniz denize ama Assos ile Bozcaada’yı görmeden gitmeyin.

Tarihe Tanıklık Eden Şehir:ÇANAKKALE
Assos antik kentini gezerken güneşten yakındığınızı şimdiden duyabiliyorum ama merak etmeyin, geziniz bittikten sonra kendinizi Assos’un eşsiz koylarında buz gibi sulara atmak için fırsatınız olacaktır. Assos’u çok severim, o ayrı ama benim kalbim Bozcaada’nın diyebilirim. İsterseniz belirli günlerde merkezden kalkan deniz otobüsleri ile direkt olarak isterseniz de merkezden yaklaşık bir saatlik araba yolculuğu ile Geyikli’ye geçip, oradan vapur ile Bozcaada’ya ulaşabilirsiniz. İki türlü de Bozcaada merkeze inersiniz ve sizi oracıkta Bozcaada Kalesi karşılar. Kale’yi gezip gezmemek sizin tercihiniz tabi ama zamanınız kısıtlıysa, ben o küçü-cük ada merkezinde bir tur atıp en beğendiğiniz otantik kafelerden birine oturun ve ada havasını içinize çekerken, o rahat ortamda kahvenizi yudumlayın derim. Bol bol da fotoğraf çekmek için zaman ayırın. Ada kokusunu içinize iyice çektiyseniz, üstünüze yapışan o “kaç yıllık adalı” rahatlığıyla merkezden kalkan dolmuşlara atlayın ve Ayazma plajına doğru yola çıkın. Bembeyaz kum ve berrak masmavi buz gibi bir deniz… Kendinize bir şezlong kapıp eşyalarınızı yerleştirir yerleştirmez hemen denize atlayın. Atlayın deme sebebimi anlamışsınızdır, yavaş yavaş giremezsiniz, denemeyin bile. Yetmez o gün biliyorum o harika kumsala ama oradan kalkıp Polente Feneri’nde gün batımını izlemeniz gerek, geç olmadan kalkın. Adayı terk etme vakti geldiğinde de üzülmeyin, sizi tekrar çağıracak bu eşsiz güzellik eminim. Bir de unutmadan, eğer adaya aracınızla gittiyseniz Çanakkale’ye dönüş yolunda Ezine’den geçme fırsatınız olacak, meşhur Ezine peynirinden birkaç kalıp alın, eşiniz dostunuz size minnettar kalacaktır.
Daha neler anlatılır Çanakkale hakkında ama gelip kendiniz görmelisiniz. Bazı şehirlerde yaşanılanlar insanın aklında yer eder, bazı şehirler anılar biriktirir, bazı şehirler bir koku bırakır üstünüzde, işte Çanakkale de öyle bir şehirdir. Tarihinden doğal güzelliklerine, insanlarından yemeklerine, Ege kültürünün tüm güzelliklerini size sunacak ve kaçış yok, sizi kucağında yine aynı misafirperverlikle tekrar tekrar ağırlayacaktır.